ORMAN YANGINLARI, YALNIZCA HÜKÜMETİN DEĞİL, TÜM TOPLUMUN ORTAK SORUNU OLMALIDIR.

Makale - Temmuz 27, 2025 1:40 pm

 

ORMAN YANGINLARI, YALNIZCA HÜKÜMETİN DEĞİL, TÜM TOPLUMUN ORTAK SORUNU OLMALIDIR.

 

Türkiye’de ve dünyada orman yangınları, doğal yaşamı, ekosistemi ve insan hayatını tehdit eden ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde özellikle yaz aylarında artan yangınlar, hem çevresel hem de toplumsal açıdan derin yaralar açıyor. Ancak, bu felaketler karşısında muhalefetin tutumu, maalesef sıklıkla yapıcı olmaktan uzak, siyasi rant odaklı bir yaklaşıma dönüşüyor. Bu durum, orman yangınları gibi acil ve ortak bir mücadele gerektiren bir konuda toplumsal dayanışmayı zedeliyor.

Orman yangınları, yalnızca hükümetin değil, tüm toplumun ortak sorunu olmalıdır. Yangınların söndürülmesi, zararların telafisi ve gelecekte benzer felaketlerin önlenmesi için bilimsel, koordineli ve çözüm odaklı bir yaklaşım şarttır. Ancak muhalefet, bu tür kriz anlarında genellikle eleştiri dozunu aşarak, yangınları siyasi bir malzeme haline getirme yoluna gidiyor. Hükümetin eksikliklerini işaret etmek, elbette muhalefetin görevlerinden biridir; ancak bu eleştiriler, yapıcı önerilerle desteklenmediği sürece yalnızca kutuplaşmayı artırıyor. Örneğin, yangın söndürme süreçlerinde eksiklikler varsa, muhalefetin bunları tespit edip somut çözüm önerileri sunması beklenir: Daha fazla uçak mı gerekiyor? Lojistik destek mi artırılmalı? Yerel yönetimlerin kapasitesi mi güçlendirilmeli? Bu tür öneriler yerine, yalnızca “hükümet başarısız” söylemiyle yetinmek, ne yazık ki sorunu çözmekten çok siyasi puan toplama çabasına dönüşüyor.

Üstelik, bu tür bir yaklaşım, halkın morale ve dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu anlarda umutsuzluğu körüklüyor. Yangınlarla mücadele eden itfaiyeciler, gönüllüler ve diğer görevliler canla başla çalışırken, muhalefetin felaketi siyasi bir arenaya çevirmesi, bu çabaları gölgede bırakıyor. Ayrıca, sosyal medyada yangınlarla ilgili manipülatif paylaşımlar veya abartılı söylemler, halk arasında panik ve güvensizlik yaratıyor. Muhalefetin bu tür durumlarda sorumlu bir dil kullanması, sadece eleştirmekle yetinmeyip, yerel yönetimler aracılığıyla sahada aktif rol alması, halkın güvenini kazanmak ve sorunu çözmek için daha etkili bir yol olurdu.

Sonuç olarak, orman yangınları gibi ulusal bir meselede muhalefetin görevi, sadece eksiklikleri göstermek değil, aynı zamanda çözümün bir parçası olmaktır. Siyaset, halkın ortak çıkarları için bir araç olmalı; felaket anlarında ise bu sorumluluk daha da kritik hale geliyor. Muhalefetten beklenen, yangınların söndürülmesi ve yaraların sarılması için yapıcı öneriler sunarak, toplumsal dayanışmayı güçlendirecek adımlar atmasıdır. Aksi takdirde, felaketleri siyasi malzeme yapmak, sadece kutuplaşmayı derinleştirir ve asıl sorunu çözmekten uzaklaştırır.

 

Makale Abdullah Çalışkan

 

 

BENZER HABERLER